GDO Bio Güvenlik Analiz Laboratuvarı
GDO ( Genetiği Değiştirilmiş Organizma)
Laboratuvarımız
27/07/2011 tarihinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınan
çalışma izni ile Bitkisel Kökenli Gıda ve Yemlerde GDO (35-S / NOS / FMV
/ BAR bölgeleri) Tarama (var/ yok) Analizlerine Real Time PCR yöntemi
ile başlamıştır. GDO Tanımlama ve Miktar Tayini Analizinin hazırlık
çalışmaları yapılmaktadır.
Modern
biyoteknolojik yöntemler kullanılarak elde edilmiş, yeni bir genetik
materyal kombinasyonuna sahip olan herhangi bir canlı organizmaya
genetik yapısı değiştirilmiş organizma (GDO) adı verilir. Gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerdeki Genetiği Değiştirilmiş bitkilerin tarım
alanlarındaki üretimi 1996 yılında başladıktan sonra her yıl artarak
büyümektedir. Genetiği Değiştirilmiş bitki tarımı 2010 yılı verilerine
göre 29 ülkede 148 milyon hektar alandır. ABD en fazla (dünyadaki toplam
alanın yarısı kadar) Genetiği Değiştirilmiş bitki tarımı yapılan
ülkedir. Bu ülkeyi Brezilya, Arjantin ve Hindistan takip etmektedir.
Tablo: Yıllara göre ülkelerdeki GDO ekim alanları
Tablo: GDO'lu Bitkilerin Ülkelere Göre Ekim Alanları
Sıra Ülke Ekim Alanı (Milyonhektare) GDO'lu Bitkiler
(Global Status of Commercialized Biotech/GM Crops: 2010 Clive James )
TRANSGENİK BİTKİ GELİŞTİRME AMAÇLARI:
Zararlılara Karşı
Dayanaklılık: Genetik modifikasyon teknikleriyle böceklere karşı toksik
etkili proteinleri kodlayan genler, değişik kaynaklardan izole edilerek
bitkilere aktarılmaktadır.
Hastalıklara Karşı Dayanaklılık: Bu amaçla yapılan uygulamalar;
1) Normalde bitkide
bulunmayan ve hastalık etmenlerine karşı toksik etki yapan proteinleri
kodlayan genlerin bitkiye aktarılması,
2)Normalde bitkide
bulunan ve patojen saldırısı sırasında uyarılan savunma genlerinin
bitkiye aktarılarak daha fazla üretimlerinin sağlanması,
3)Özellikle
fitoaleksin sentezi aşamasında gerekli olan enzimlerin üretiminden
sorumlu olan genlerin bitkiye kazandırılması,
4)Hastalık etmeninin salgıladığı ürünleri yok edici proteinleri kodlayan genlerin bitkiye aktarılmasıdır.
Herbisitlere Karşı
Dayanıklılık: Genetiği Değiştirilmiş bitkilerin filizlenme döneminden
çiçeklenme dönemi sonuna kadar herbisitlerle muamelesi mümkün
olabilmektedir. Bu Dönemde direnci arttırmak Strese Karşı Dayanıklılık:
Genetik modifikasyonla bitkilere sıcaklık, soğuk, su eksikliği, yüksek
tuzluluk veya ağır metallere karşı yüksek tolerans kazandırılmasıyla
bunların uygun olmayan koşullarda yetiştirilmesi sağlanır. Bitkilere Gen
Transferiyle Sağlanan Diğer Faydalar: Genellikle kolza, domates ve
mısır gibi bitkilerde erkek kısırlık geninin, özel bir gene bağlanması
ve bu genin hibrit döle aktarılması ile % 100 steril döl elde
edilmektedir. Bitkilere azot üzerine etkili glutamat dehidrogenaz
enzimini kodlayan gen aktarımı yapıldığından bitkinin azot alımı
artmakta ve fazla gübre kullanımı engellenmektedir. Bu gen buğdaya
aktarıldığında biyokütle üretimi, büyüme hızı ve dane ağırlığı
artmaktadır. Bitkilerin karbonhidrat metabolizması değiştirilerek,
nişastanın gıda ve kimya sanayinde kullanımı arttırılmakta; gıda ve
eczacılık sanayinde uçucu maddelerin veya aromatik bileşiklerin
stabilize edilmesinde veya istenilmeyen maddelerin uzaklaştırılmasında
kullanılan siklodekstrin patateste üretilmekte; ß-karotin üreten ve
demir bağlaması düşük olan çeltik (Golden Rice) üretilmekte ve
bitkilerde lisin sentezinin arttırılabilmektedir. Domates de etilen
üretimi azaltılarak olgunlaşma süresi arttırılmaktadır. Tahıllar ve
sebzelerde mineral maddelerin alımını engelleyen fitat oranı, fitaz
enzim geninin aktırılmasıyla azaltılabilmektedir.
Patates ve domateste
toksik etkili olan glikoalkaloidlerin sentezinde önemli olan UDP Glukoz
-Glucosiltransferazİn etkisi gen aktarımı ile durdurulabilmiştir
Çeltikte alerjik etki yapan protein oranı, antisens RNA teknolojisi sayesinde azaltılabilir.
Yapıştırıcı ya da
folya yapımında kullanılan modifiye nişasta, kâğıt üretiminde kullanılan
selüloz, jel ve kabartıcı olarak kullanılan pektinlerin endüstriyel
anlamda elde edilmesinde gen teknolojisinden yararlanılmaktadır. Ayrıca
bitkilerde biyoplastik üretimide bu yolla sağlanmaktadır.
Yüksek maliyetli ve eksik donanım nedeniyle
donanımı kısıtlı olan Hepatit B aşısı, Hepatit B yüzey antijeni üreten
transgenik tütün ve patates ile geliştirilmiştir. Benzer çalışmalar
kızamık, çocuk felci, difteri, kuduz ve viral hastalıkların aşlarında da
devam etmektedir. Kistik fibrosis ve karaciğer hastalıklarında
kullanılan bir protein çeltikte ve Gaucher hastalığında kullanılan ve
çok pahalı bir ilaç olan glukoserebrosidaz ise tütün bitkisinde
üretilebilmiştir. Süs bitkilerine yeni pigment genleri aktarılarak veya
mevcut pigment genleri antisens RNA tekniği ile engellenerek çok
değişik renklerde süs bitkileri elde edilebilmektedir. Patlayıcı
maddeler ile kirlenmiş topraklardan TNT'yi temizleyen transgenik tütün;
iyonize cıvayı daha az tehlikeli olan metallik cıvaya dönüştürebilen
manolya; renk değişimi sayesinde mayın temizliğinde kullanılan bitki
örnek olarak verilebilir.